Başı kesilerek öldürüldükten sonra cesedi İstanbul Etiler'deki bir çöp konteynerinde bulunan Münevver Karabulut cinayetinin firari katil zanlısı Cem Garipoğlu, 197 gün sonra, avukatı tarafından Bahçelievler'de Emniyet'e teslim edildi. Daha önce Rusya, Ermenistan gibi ülkelere kaçmış olabileceği söylenen Garipoğlu'nun, aslında Türkiye'yi hiç terk etmemiş olabileceği yorumları yapılıyor.
Garipoğlu, sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nden çıkarıldı. Garipoğlu'nun emniyetten çıkarılışı sırasında çok sayıda basın mensubu görüntü almaya çalıştı.
Bitkin olduğu gözlenen kısa saçlı ve sakallı Garipoğlu'nun kot pantalon ve siyah mont giydiği görüldü. Elleri kelepçeli halde emniyete ait sivil bir araca bindirilen Garipoğlu hastaneye doğru yola çıkarıldı. Garipoğlu sağlık kontrolünün ardından Emniyet'e geri getirildi.
Garipoğlu'nun kanun gereği doktor kontrolünden geçirilerek adliyeye sevk edilecek.
Cem Garipoğlu'nu E5 kenarındaki bağlantı yollarından birinden teslim alan aile avukatı Aytekin Kaya, CNN TÜRK muhabiri Hakan Tunç'a yaptığı açıklamada, Garipoğlu'nun ilk sözlerinin "Babam için üzülüyorum" olduğunu söyledi.
Kaya, yolda Garipoğlu'na bir isteği olup olmadığını sorduğunu, Garipoğlu'nun sucuk ekmek yemek istediğini söyledi.
İstanbul Valisi Muammer Güler, Garipoğlu'nun Bahçelievler'de avukatı tarafından emniyet güçleriyle kurulan koordinasyon neticesinde teslim edilerek gözaltına alındığını belirtti. Güler, "Bundan sonraki süreç adliye boyutudur. Bağımsız Türk yargısı değerlendirecek ve gerekli kararı verecektir" dedi.
Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde gazetecilere açıklama yapan Güler, zanlının yakalanmasına ilişkin takip kararları, yurtdışına çıkma kararları, kırmızı bülten çıkarma kararları ve gelen çeşitli ihbarların değerlendirmesinin yapıldığını, firari şüphelinin yakalanması için bugüne kadar çok yoğun çalışma yürütüldüğünü bildirdi.
"Firari şüpheli C.G, 17 Eylül tarihinde saat 00.45'te İstanbul Emniyet Müdürlüğünde gözetim altına alınmıştır. Ailesi tarafından avukatına teslim ettirilmiştir" diyen Güler, "Tabii ki, burada yapılan sıkı bir takibin, yoğun bir izlemenin, çemberi daraltmanın getirdiği yoğun bir bekleme zorlama süreci de açıkça söz konusudur" şeklinde konuştu.
Güler, bu olayın kamuoyunda "vahim, hunharca işlenmiş bir cinayet" olarak bütün anne babaları, çocukları, gençleri ve toplumun her kesimini ilgilendiren bir hadise olarak dikkati çektiğini anlatarak, "Ailesinin yaşadığı acılar, basına değişik şekilde yansıyan tepkiler her zaman kamuoyunun gündeminde yer aldı. Sayın Başbakan başta olmak üzere, bu olayın takibi için çok özel talimatlar verildi. Takibi yapıldı. Sayın İçişleri Bakanımızın, Emniyet Genel Müdürümüzün ve İstanbul Valiliği , İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünün tüm birimleri önemli bir çalışma içinde bulunmuşlardır. Daha önceki İl Emniyet Müdürümüz döneminde yoğun bir çalışma içinde bulundular. Şimdiki Emniyet Müdürümüz Hüseyin Çapkın zamanında da tarafından bu çalışma devam etti ve firari şüpheli gözetim altına alındı. Bundan sonraki süreç adliye boyutudur. Bağımsız Türk yargısı, elde edilen delilleri değerlendirecek ve gerekli kararı verecektir. Bizim açımızdan firari şüphelinin yakalanmış olması işin önemli bir boyuttur. Şimdi gıyabi tevkifi vicahiye çevrilmek üzere ilgili Cumhuriyet Savcılığına teslim edilecek" dedi.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da "Ailesi teslim etmek zorunda kaldı. Kendi çocuğumuzu arar gibi aradık" dedi.
Karabulut ailesinin eski avukatı Faruk Zorba, CNN TÜRK'e yaptığı açıklamada, bu tür suçlarda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini, ancak Cem Garipoğlu'nun yaşının küçük olması nedeniyle alacağı en ağır cezanın 24 yıl hapis olacağını belirtti.
burası nasıl bır turkıye nasıl bır evlat yetıstırmeee ınsanca yasamak varken bu bıtmek tukenmeyen kavgalaar nıye kıme...
YanıtlaSil